loading.gif
mobile-banner-bg

Gündem İzmir Basın Toplantısı - 25 Temmuz 2024

...
06 Ağustos 2024 - Salı

AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, düzenlediği ‘Gündem İzmir’ basın toplantısında hem ulusal hem de yerel konulara değindi.

 

Kıymetli basın mensupları,

Çok değerli hanımefendiler, beyefendiler.

Hepinizi en kalbi duygularımla; hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Çeşitli periyotlarla düzenleyeceğimizi, İzmir’in gündemindeki meseleler ile gerekirse ulusal ve bölgesel konulara değineceğimizi ifade ettiğimiz Gündem İzmir Basın Buluşmamıza hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Ben, geçen toplantımızda yine bir genel giriş ve değerlendirme yapıp sizlerin sorularına geçmiştim. Müsaadenizle yine aynı usulü takip ederek toplantımıza başlayalım. Bu güzel buluşma hayırlara vesile olur inşallah.

 

Gazze İçin Teşekkür

Değerli Basın Mensupları,

Sözlerimin hemen başında İsrail Terör Devletinin sürdürdüğü kıyımları buradan lanetliyorum. Mazlum Filistin halkına desteklerimi bildiriyorum. Bu vesileyle; Gazze’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde kardeş şehir ilan edilmesinde oy kullanan tüm meclis üyelerimize ve bu çağrımıza kulak veren vicdan sahiplerine gönülden teşekkür ediyorum. Aynı şekilde bir utancı daha sırtında taşımaması için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sesleniyorum. Gazze’yi kardeş şehir ilan etmeniz ne kadar olumluysa, Tel-Aviv’i sözde kardeş şehir olmaktan çıkarmamanız o kadar tarihi bir ayıptır. Katillerle kardeş olma karanlığını çocuklarınıza miras bırakmayın. Gazze ile kardeş olmak için oy verirken kalkan ellerinizi Tel-Aviv’i de sözde kardeşlikten çıkarmak için kaldırın ki o ellerinize kan bulaşmasın!

 

Alsancak’taki Elektrik Kaçağı ve Ölümler

 

Değerli Basın Mensupları,

Bizim medeniyetimizin temelinde beşer vardır. İnsan yaratılmışların en şereflisidir. Siyaset felsefemizde de “insanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturu zirvede yer alır.

Geçtiğimiz günlerde Alsancak’ta ne yazık ki iki vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan feci bir olay yaşandı. Elektrik kaçağı nedeniyle Özge Ceren Deniz ve onu kurtarmaya çalışırken can veren İnanç Öktemay hayatını kaybetti.  2 kişinin elektrik akımına kapılarak ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında 27 kişi gözaltına alındı. 

Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç, şüphelilerden 14'ünün tutuklandığını ve 7 şüpheli için ev hapsi kararı verildiğini kamuoyuyla paylaştı. 6 kişi ise yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı.  Ayrıca belge ve beyan delilleri değerlendirilerek 5 kişi hakkında daha gözaltı kararı çıkarıldı. Yani bu olayla ilgili ivedi ve usulüne uygun bir şekilde hukuki süreç ilerliyor ve ilerlemeye devam edecek. İlgili Bakanımız bizlerle birlikte konuyu bizzat takip ederek sürecin en adil şekilde sonuçlanması için çalışıyor. Ama ne hikmetse henüz nihai olmayan “ön raporları” referans gösteren CHP’nin İzmir siyasetinin aktörleri yaygara koparıyorlar. Şeffaf bir şekilde bizzat Bakanımız tarafından takip edilen, kamuoyu vicdanı açısından ivedilikle sonuçlanması için çaba gösterilen bir hukuki süreci adeta baltalamaya çalışıyorlar. Biz kimin suçlu olup kimin suçlu olmadığından daha ziyade iki vatandaşımızın yaşadığı feci ölümün bir daha yaşanmaması için her türlü altyapı çalışmasının İzmir’de boşluk bırakılmaması için adeta muhbir gibi çalışacağız. Ve bu işinde takipçisi olacağız. Kim suçluysa, kurum ya da kişiler hiçbiri fark etmez. Ne toplum nezdinde ne de AK Parti nezdinde hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir. Kim suçluysa cezasını alsın! İnsan hayatı bu kadar ucuz değil.Ama üzülerek görüyoruz ki insan hayatını pas geçen CHP, işi inatla siyasete döküyor.

İki insanın hayatı üzerinden ucuz siyaset yapmak olsa olsa CHP’ye yakışırdı. İki insanın ailelerin acısı tazeyken kamuoyunda algı kirliliği oluşturma olsa olsa CHP’ye yakışırdı. Görevini yapmak için gece gündüz çalışan hukuk bürokrasimizi ve ilgili kurumları karanlık siyasetin gölgesinde ve töhmet altında bırakmak olsa olsa CHP’ye yakışırdı. Ama insanlığa yakışmazdı, o yüzden biz konuyla ilgili konuşmadık. Siyaset insanla yapılır, insan hayatı ve ölümüyle değil.  İnşallah karşımızda etik değerlere sahip bir siyasi muhalefetle karşılaşmak İzmir’de bize nasip olur.

Bu vesileyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, acılı ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

 

Sokak Hayvanları Sorunu

 

Kıymetli arkadaşlar,

İzmir’de 480 bin nüfuslu sokak köpeği popülasyonu var. Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da gelişmiş ülkelerde sokak köpekleri yok.  Neden yok? Ben bizzat kendim gittiğim ziyaretlerde olmadığını gördüm. Bu sorunu yerel yönetimler büyümeden çözmeliydi. Ama CHP belediyeciliği sorun çözmek yerine günlük ve popülist politikalarla bu problemi İzmir’de çığ gibi büyüttü. Bazı kesimlerin evinden işine, işinden eve, çocuklarının da okula servisle gittiği için yaşamadıkları bir travmayı; halkın yüzde 80’i sokaklarda bizzat yaşıyor. İnsanların İzmir’de caddelerde yürüyerek ya da toplu ulaşım kullandığı anlarda bu popülasyonun saldırısına maruz kalanları; Alsancak’ta zırlayan zıplayan 30 kişiye ezdirmek hak mıdır? Hukuk mudur? Bu soruna çözüm getirmeden bu insanları kaderine bırakmak İzmir’e yakışır mı?    Karabağlar’ın, Bayraklı’nın, Konak’ın, Ödemiş’in ve diğer ilçelerimizin arka sokaklarına gittiniz mi? Sokakta köpeklerinin işgal ettiği bölgelerde insanlar yürüyemiyor!  Çocukların parçalandığı bir dünyada, bir insan canı bu kadar mı değersiz? Biz Cumhur İttifakı’nın mecliste hazırladığı yasa tasarısına sonuna kadar destek veriyoruz. Hiçbir canlının itilaf edilmesine razı değiliz ama kuduz, saldırgan ve öldürme riski taşıyan bir köpeğin itilaf edilmesi kaçınılmazdır. Ötenazi elbette istenmeyen bir şeydir; ama yasa tasarısında bu durum en son çare olarak düşünülmüş ama karanlık zihinlerce manipüle edilmektedir. Bilhasssa bu işlerden kâr eden bazı istismar çevreleri Gençlik Kolları Başkanımız ve İzmir Milletvekilimiz Sayın Eyyüp Kadir İnan’ı ağızlarında pelesenk yapılması ile sorun çözülmez. Bir diğer anlamsız durum da CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde hayvanseverlerin yaptığı eyleme katılmasıdır. Büyükşehir belediyesi ve ilçelerin geneli sizde değil mi? Eyleme katılmayın kardeşim, iş üretin, çözüm üretin. Sizin üretmediğiniz çözümler ve tembelliğiniz yüzünden bu sorun büyüdü. Bakınız; 2004 yılında, 5199 nolu kanun hayvanseverlerin taleplerine göre çıktı. Sonra birkaç kez de değişiklik gördü. 2004 yılında hayvanseverler ne istendiyse yasaya onlar konuldu. Şimdi diyorlar ki kısırlaştırmaya bugün başlarsak 10 yıl içinde bitiririz! Amerika’yı yeniden keşfetmek bu. Daha önce bu işin kanunu yoktu, hükümetimiz hayvanseverler istediği için bu konunu çıkardı. Çıkarılan yasa ile birlikte belediyelerin barınak yapması ihtiyaca bırakıldı. AK Partili belediyeler yaptı CHP’li belediyeler yapmadı. CHP’liler eylem ve siyasi şov yaptı, yapmaya da devam ediyor.

 

Çeşme Yunan Sanatçı Olayı

 

Değerli Basın Mensupları,

Bizim sanatçılarımız Zeki Müren, İbrahim Tatlıses ya da başka birisi, bir tanesi Yunan bayrağı altında bu hatayı yapar mıydı, yaptı mı? Türk öğrenciler için yapılacak bir eğitim bağışı gecesinde bit Türk sanatçı yok mu da Yunanistan’dan getirtiyorsunuz! TEV bu konuda hatalı! Neden Türk sanatçısı Yunan bayrağı altında bir konser vermiyor? Çünkü böyle bir durum gerekli olmadığı gibi anlamsız gerginliklere de sebep olabilir. Ve işte Çeşme’de sergilenen CHP rezaletinde bu oldu! Sanatçıyı çağıran sizsiniz, bağıran yine siz. Hem suçlu, hem güçlü, hem arsız, hem utanmazsınız! Türkiye’nin ortak değeri olan Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Bayrağımızın böyle bir konuya alet edilmesini kınıyoruz. Bunu yaparken en başta düşüneceklerdi. Ayrıca Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümünden kısa çok kısa bir süre önce Yunan şarkıcının davet edilmesi de manidar geldi bizlere. Çeşme Belediye Başkanı, sponsor olduğu bu gece ile ilgili yaptıkları ahmaklıktan kahramanlık çıkarmaya çalışmaktan başka bir şey yapmadı. Hızını alamayınca Milletvekilimiz Mustafa Varank ile girdiği siyaset polemiği de acemi bir politikacını kamuoyu önündeki zavallı çırpınışlarıydı.

 

İzbeton ve Kooperatifler ve Kentsel Dönüşüm

 

Değerli arkadaşlar,

Ülkemiz ve şehrimiz için deprem hayati bir konu! Maalesef 25 yıldır İzmir’i yöneten zihniyet kentsel dönüşüm konusunda bir arpa boyu mesafe gidemedi. Merkezi hükümetimizin bu alanda çıkardığı yasalarla yerel yönetimlere tanınan geniş yetkileri CHP’nin İzmir’deki siyaset aklı değerlendiremedi. Kentsel dönüşüm rantsal bölüşüm oldu. Hak sahipleri dert sahibi oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi verdiği sözleri unuttu, vatandaşlar mağdur oldu. Arkadaşlar! CHP yalan söyler, rakamlar yalan söylemez. İzmir Büyükşehir Belediyesi verdiği sözü unutur, rakamlar gerçekleri unutturmaz.

 

  1. İZBETON’un çalışmasını yürüttüğü Karabağlar Uzundere’deki şantiye; yüzde 46 seviyesinde olması gerekirken yüzde 4 seviyesinde! 

     
  2. Gaziemir Aktepe-Emrez’deki şantiye yüzde 80 seviyesinde olması gerekirken yüzde 9 buçuk seviyesinde. 

     
  3. Karşıyaka Örnekköy Üçüncü etap inşaatı yüzde 99 seviyesinde olması gerekirken yüzde 19 seviyesinde. 

     
  4. Yine Örnekköy’deki 4. etap ise yüzde 99 olması gerekirken yüzde 32 seviyesinde. 

 

Dikkatinizi çekerim; “Örnekköy’deki 3 Etap ve 4. Etapta” dairelerin teslim tarihi 3.1.2024 olarak belirtilmiş. İşin bitiş tarihi çoktan geçmiş durumda.  Mevcut işçi kapasitesi ve vardiyalarla bu dairelerin teslim edilme ihtimali en az üç yıl. Bu sorunun muhatabı İZBETON’dur! Kimse topu birbirine atmasın. Evet, mevcut Büyükşehir Belediyesi yönetimi geçmişteki işten sorumlu değildir ama bu işi geleceğe bir mağduriyet olarak miras bırakmamak da bizzat mevcut yönetimin İzmir halkına borcudur. Seçim döneminde Sayın Cemil Tugay’ın vaatleri arasında İZBETON’un aslına döneceği vardı. Şimdi yapılacak iş; 1550 kooperatif üyesinden toplanan 3 milyar TL’ye yakın paranın stabilizasyonunun sağlanmasıdır. Mevcut inşaatlara harcanan para 1 milyar TL. Peki, geriye kalan 2 milyar TL buhar olup uçtu mu? Nerede bu para? Bu paranın nerde olduğu İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Cemil Tugay tarafından acilen açıklanmalıdır. Bu parayla ne yapıldığı, yapılacağı, bundan sonraki projeksiyon tüm şeffaflığıyla bir projeksiyon olarak İzmir kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Aksi halde İzmir Büyükşehir Belediyesi, kendi halkını dolandıran ilk belediye olarak tarihe kara harflerle yazılacaktır.

Arkadaşlar!

O gün bu işi beceremeyenlerin bugün bu inşaatları bitirme maliyeti 12 milyar TL’ye çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu parayı nereden ve nasıl bulacak? Bahse konu olan konut sayısı 100 bin değil, 40 bin değil… Sadece 4 bin 250! Bugün büyük ölçekli ortalama herhangi bir inşaat firmasının birkaç yılda başlayıp bitireceği rutin bir operasyondan bahsediyoruz. Bunca yıldır sadece kaba inşaatı biten konut sayısı yalnızca 250! Ne yazık ki CHP’nin kolayı zor, zoru da imkânsız eden beceriksizlik vizyonu yüzünden İzmirli vatandaşlarımız mağdur olmuş durumda. Peki biz ne yaptık? İzmir Büyükşehir Belediyesi; kurduğu 5 kooperatif ve 40 halk konut kooperatifi olmak üzere işlerini eline yüzüne bulaştırmıştı. Biz, İzmirli mağdur olmasın diye Bakanlığımızın girişimiyle vatandaşlarımıza 0.69 oranla finansman kullanmalarının önünü açtık. Normalde Halk Konut çatısı altında bu finansman kullanılamıyordu. Peki insanımız neden ucuz finasman kullanamıyordu? Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi ana şart olan mülkiyetin şahısta olması ilkesini çiğnemişti. Kooperatif kurabilmek için herkes tapularını kooperatife devrettiler. Böylece Halk Konut’takiler en temel mevzuata takıldılar. Dünya Bankası diyor ki, ‘Benim finansmanımı kullanacak kişinin arsa sahibi olması lazım.’  Neyse ki Bakanlığımız İzmirlinin mağdur olmaması adına bu durumu da düzeltti ve böylece Halk Konut’ta mağdur olanlarda ucuz finansman kullanabilir hale geldi. Bu şekilde büyük bir sorunu çözdük. İzmir Büyükşehir Belediyesi kooperatifler yoluyla milleti dolandıran bir yapıya izin verdi, buna göz yumdu; biz ise bu sorunu çözdük. 0,69 finansman olanağı ile vatandaşımız ev alır hale geldi. Biz üzerimize düşeni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Buradan bir daha ve ciddiyetle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni uyarıyoruz. Deprem riskine karşı merkezi hükümetimizin çalışmalarına ayak uydurun!

Mağdur değil konut üretin. Bahane değil iş üretin. Sorun değil çözüm üretin.

İnsan hayatıyla siyaset yaptığınız yetmemiş gibi, insan hayatıyla şaka olmayacağını da bir an evvel öğrenin.

Ülkemiz ve şehrimizin bir deprem riski altında olduğu bilinciyle önce kooperatiflerden kaynaklanan problemlere bir son verin. Daha sonra kümülatif bir anlayışla İzmir’i depreme ve diğer doğal afetlere karşı hazırlayacak; yetki ve görev alanınızdaki tüm faaliyetleri yapın.

Yarın çok geç olmasın!

Bunu da burada İzmir adına tarihe not düşmüş olduk.

 

Karabağlar TOKİ Yapım Süreci

 

Değerli Basın Mensupları,

Eskilerin biz sözü var; “yazın gölge hoş, kışın çuval boş…” CHP Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz beş sene boyunca yatıp tatil yaptı. Şimdi vatandaşa evlerini teslim edemeyince TOKİ Başkanlığımızın faaliyetlerine balta vurma peşine düştü. Bakınız bu yapılan İzmirliye, dar gelirli vatandaşımıza ayıptır, zulümdür… 

AK Parti iktidarı bugüne kadar TOKİ marifetiyle İzmir’e 116 Milyar TL yatırım yaptı. 21 yılda TOKİ, İzmir’e 25 bin konut inşa etti. 2020 İzmir depreminden hemen sonra TOKİ, 2 yıl gibi kısa bir sürede 5 bin konutu yapıp depremzedeler teslim etti ve depremzedeler yeni evlerinde oturuyor. Yine TOKİ Başkanlığımız, 100 bin sosyal konut kampanyası kapsamında; kura çekimiyle Karabağlar’da 750 dar gelirli ailemize evlerini yapıp teslim edecekti. İzmirlinin 3 milyar TL’sini iç eden siyaset tüccarları Karabağlar Belediyesi’ne talimat vererek konut alanı için bir dava süreci başlattı. Gerçekten akıl alır gibi değil. CHP’nin isteği konut alanının eğitim alanı olarak tahsisi edilmesi ve bir üniversite yapılmasıydı. Şaka gibi olay burada cereyan ediyor.

Zaten TOKİ’nin Karabağlarda toplam 80 dönüm arazisi var. Bu arazinin 38 dönümünde daha önce CHP’nin itirazına rağmen İzmir Demokrasi Üniversitesi inşaatı yapılarak tamamlanıyor.

Yani CHP, daha önce üniversite yapılmasına karşı çıktığı yere şu an üniversite yapılsın diyor; ama orada bir üniversite var. Bugün üniversite yapılsın dedikleri yere dün üniversite yapılmasına niye karşıydılar işte bunun cevabı yok. Çünkü CHP’nin İzmir’in gelişmesi, eğitim kenti olması, dar gelirlilerin ev sahibi olması gibi bir gündemi ve derdi yok! CHP İzmir’e ve İzmirliye yaptığı bu haksızlığa son vermelidir.  TOKİ’nin söz konusu ilçemizde başka bir arazisi olmadığından, yargı sürecinin CHP lehine sonuçlanması durumunda 750 hak sahibi vatandaşımız mağdur olacak, ev hayalleri suya düşecektir. CHP’nin dün karşı çıkıp bugün tamamına üniversite yapılsın demesi de gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Mevcut üniversitenin nüfusu 10 bin olup kapasitesi 30 bin öğrencidir. Yani üniversitenin genişlemeye ihtiyacı yoktur ama dar gelirli vatandaşlarımızın başlarını güven ve huzurla sokacakları yuvalara ihtiyaçları vardır. Sırça köşklerinde siyaset yaparak İzmir’e bu ve Karabağlı dar gelirli ailelerimiz bu zulmü reva gören siyaset tüccarlarını önce Allah’a sonra İzmir kamuoyunun vicdanına havale ediyorum.

 

İZBAN’da 90 Dakika Çözümü ve Uyumlu Çalışma

 

Değerli Basın Mensupları,

Biz Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Hamza Dağ’ın seçim kampanyasında da vadettiği gibi İzban’daki 90 dakika meselesinin üzerine gideceğimizi ifade etmiştik. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne de bu konuyu ilgili bürokratlarıyla gündemlerine almalarını ve İzmirlinin yararına sonuçlandırmalarını önermiştik. Bu konu ne yazık ki anlamsızca uzadı, ilgililer bu meselede inisiyatif almaktan kaçındı. Biz göreve geldiğimizden bu yan hep şunu vurguladık. İzmir için iyi ve güzel olana evet; İzmirlinin faydasına ve mutluluğuna katkı koymayacak her şeye hayır diyeceğiz. Makul siyaset yapacak; hayra motor, şerre fren olacağız. Bu kapsamda; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay’ı ile iade-i ziyaretimizde ele alınan 90 dakika meselesi nihayet çözüme kavuştu. Zira biz, ücretsiz aktarma sağlayan ‘90 Dakika uygulamasının kaldırılmasına da şiddetle karşı çıkmıştık. 90 Dakika uygulamasına geri dönmek için İZBAN Genel Müdürü, ESHOT Genel Müdürü ve Büyükşehir’in görevlendireceği bürokratlar bir araya gelmeli, bu konuda usul ve yöntemleri konusunda mutabakata varılmalıdır dedik. Bu mutabakat sonucunda gelecek olan kararı, ilk UKOME toplantısından geçirelim diye kamuoyunu paylaşımda bulunduk. Geldiğimiz noktada bu sorun nihayet çözüme kavuştu. Artık İzmirli vatandaşlarımız, ulaşım haklarından daha ucuz faydalanacak. İzmirli kent içi ulaşımını sağlarken daha az ödeyecek. Bu süreçte bizzat görüştüğüm Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu’nun meseleyle alakalı yaklaşımı çözümü de beraberinde getirdi. Sayın Bakanımız, İzmir’in ulaşım sorunlarına duyarlılık göstererek gerekli adımları attı ve çözüm üretti. Sayın Cemil Tugay da bu noktada pozitif yönde bir adım attı. Böylece AK Parti olarak bir problemi daha İzmir’in hayrına ve yararına olacak şekliyle çözmüş olduk. Ama çözülmeyi bekleyen başka meseleler de var. Eşrefpaşa Hastanesi'nde ek bina yapımında Tunç Soyer ihaleyi bitirememişti biliyorsunuz. Cemil Tugay döneminde, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Eşrefpaşa Hastanesi'nde yapılacak ek hizmet binasının inşaat ihalesinde süre uzatımı istedi. Biz de destek verdik ve süre uzatıldı. Şimdi bu işin takipçisi olacağız. İhale yapsınlar ve hastaneyi bir an önce İzmir’e kazandırsınlar. SDT ile ilgili de üzerimize düşeni AK Parti grubumuz Büyükşehir Meclisi’nde yapmıştır. Bu anlamda artık Yetki Cemil Tugay’dadır. Memur kardeşlerimizin hakkını verecek şekilde gerekeni yapmasını bekliyoruz. Biz, İzmirlinin yaşam kalitesini yükseltirken yaşam maliyetlerini düşürmeye, yüzleri güldürmeye devam edeceğiz inşallah.

 

Orman Yangınları

 

Değerli Basın Mensupları,

İzmir, yaz aylarında iklim şartlarından dolayı orman yangını riski çok yüksek olan bir bölgemizdir. Her yıl yüzlerce yangın meydana gelmekte ve bu yangınlar maalesef ormanlarımızı, doğal yaşamı ve bazen de ne yazık ki canlarımızı tehdit etmektedir. Bu zorlu süreçte, başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere, devletimizin tüm kurumları yangın riskinin olduğu dönemlerde teyakkuz halindedir. İnsansız Hava Araçları (İHA) ile ormanlarımız 7/24 gözlenmekte, herhangi bir yangın belirtisi anında tespit edilerek en kısa sürede müdahale edilmektedir. Havadan ve karadan etkin bir mücadele sürdürülmekte, orman teşkilatımızın özverili çalışmalarıyla yangınların büyümesi önlenmektedir. İzmir'de bu yıl da maalesef yangınlar meydana gelmiştir. Ancak, yüzlerce yangın büyümeden söndürülmüş, büyüyen yangınlar ise orman teşkilatımızın fedakârca mücadelesi ile kontrol altına alınmıştır. Bu vesileyle, Çeşme'deki yangında hayatını kaybeden üç vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ayrıca, Bergama'daki yangına müdahale sırasında şehit olan Orman Bölge İşletme Müdürümüze de Allah'tan rahmet, yaralı personelimize acil şifalar diliyorum. İnşallah daha fazla orman yangını yaşamadan yaz aylarını geride bırakır ve İzmir’imizin doğal güzelliklerinin hep birlikte tadını çıkarırız.

 

Körfez Çevre Felaketi

 

Değerli Basın Mensupları,

Geçtiğimiz hafta, yurtdışından gelen misafirlerimi Kordon’da yemeğe götürdüm.  Yemeğin ortasında ağır bir koku geldi, misafirlerim rahatsız oldu ve onların talepleri ile oradan ayrıldık. Bir İzmirli olarak ne yazık ki utandım. İzmir Büyükşehir yetkilileri Kordon’daki esnafa gidip bir konuşsa ne olduğunu öğrenecekler. Sayın Cemil Tugay! 100 gündür, yani göreve geldiğinizde beri Körfez’deki çevre felaketi ve ağır koku problemiyle ilgili hiçbir şey yapmadınız! Tunç Soyer gibi yüzey temizliği mi yapacaksınız yoksa hakikaten temiz bir Körfez için bir inisiyatif alacak mısınız? Ne yapacaksınız, bir planınız var mı? Kanalizasyon borularının hala körfeze akması ve Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’ndeki 4. Faz’ın çalışmaması körfezi her gün daha kirli hale getiriyor. Ayrıca; Lal Denizli’ye buradan seslenmek istiyorum. Sahneye çıkıp şov yapacağına Çeşme’deki otellerin İZSU ile beraber altyapı çalışmalarını yap. İşe gelince yok, şova gelince çoksunuz!